  | 
        
               
                        
             
                
	               | 
	                                     
       
                           
                           
                          
                           
                           
    
Mona Roza şiiri eleştirmenlerce Türkçe yazılmış en iyi aşk şiirlerinden biri olarak gösteriliyor. 
 
  
	MONA ROZA
 
 Mona Roza, siyah güller, ak güller
 Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
 Kanadı kırık kuş merhamet ister
 Ah, senin yüzünden kana batacak
 Mona Roza siyah güller, ak güller
 
 Ulur aya karşı kirli çakallar
 Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
 Mona Roza, bugün bende bir hal var
 Yağmur iğri iğri düşer toprağa
 Ulur aya karşı kirli çakallar
 
 Açma pencereni perdeleri çek
 Mona Roza seni görmemeliyim
 Bir bakışın ölmem için yetecek
 Anla Mona Roza, ben bir deliyim
 Açma pencereni perdeleri çek...
 
 Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
 Bende çıkar güneş aydınlığa
 Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
 Seni hatırlatıyor her zaman bana
 Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
 
 Zambaklar en ıssız yerlerde açar
 Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
 Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
 Işıksız ruhumu sallar da durur
 Zambaklar en ıssız yerlerde açar
 
 Ellerin ellerin ve parmakların
 Bir nar çiçeğini eziyor gibi
 Ellerinden belli oluyor bir kadın
 Denizin dibinde geziyor gibi
 Ellerin ellerin ve parmakların
 
 Zaman ne de çabuk geçiyor
 MonaSaat onikidir söndü lambalar
 Uyu da turnalar girsin rüyana
 Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
 Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
 
 Akşamları gelir incir kuşları
 Konar bahçenin incirlerine
 Kiminin rengi ak, kimisi sarı
 Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
 Akşamları gelir incir kuşları
 
 Ki ben Mona Roza bulurum seni
 İncir kuşlarının bakışlarında
 Hayatla doldurur bu boş yelkeni
 O masum bakışlar su kenarında
 Ki ben Mona Roza bulurum seni
 
 Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
 Henüz dinlemedin benden türküler
 Benim aşkım sığmaz öyle her saza
 En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
 Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
 
 Artık inan bana muhacir kızı
 Dinle ve kabul et itirafımı
 Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
 Alev alev sardı her tarafımı
 Artık inan bana muhacir kızı
 
 Yağmurlardan sonra büyürmüş basak
 Meyveler sabırla olgunlaşırmış
 Bir gün gözlerimin ta içine bak
 Anlarsın ölüler niçin yasarmış
 Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
 
 Altın bilezikler o kokulu ten
 Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
 Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
 Bir tüy ki kapalı gece güne
 Altın bilezikler o kokulu ten      
 
 Mona Roza, siyah güller, ak güller
 Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
 Kanadı kırık kuş merhamet ister
 Ah, senin yüzünden kana batacak
 Mona Roza siyah güller, ak güller
 
SEZAİ KARAKOÇ (22Ocak1933-16Kasım2021)
 
 Sezai Karakoç 1933 yılında Diyarbakır Ergani'de doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Cemal Süreya ve Ece Ayhan okul arkadaşlarıydı. İkinci Yeni şiirinin kurucuları arasında gösteriliyor. 2007 yılında Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü kendisine verildiğinde, "Maddi ödülün takdiri size ait, ödül plaketini postayla gönderebilirsiniz" diyerek ödülü almaya gitmedi.70'e yakın eser kaleme aldı.
  
	
MONA ROSA ŞİİRİNİN HİKAYESİ:
  
Şiirdeki akrostiş:
 
 Türk edebiyatının en önemli şairlerinden Sezai Karakoç, 1950'de "Mona Rosa" şiirine ilham olan Mülkiye'de sınıf arkadaşı Muazzez Akkaya için bu dizeleri kaleme almıştı. Ama bu şiiri 19 yaşındaki Karakoç'un platonik aşk yaşadığı Muazzez Akkaya için yazdığı neredeyse yarım asır sonra anlaşılacaktı.
 Gizemlerle dolu bir şiirdi Mona Rosa. Şairinin gönlündeki karşılığı "TEK GÜL" demekti. 14 kıtalık sözlerinde aşk, sevgi, hasret, itiraf ve sitem vardı. Ancak kimse çok uzun bir süre Mona Rosa'daki sihri çözemedi. 50 yıl sonra anlaşıldı; şiirin kıta başlarındaki harflerin yan yana getirilmesinden "MUAZZEZ AKKAYA'M" isminin ortaya çıktığı...
 "Mona Roza siyah güller, ak güller / Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak" dizesiyle başlayan Mona Rosa'da müthiş akrostiş vardı.
  
	
	KİMDİ BU MUAZZEZ AKKAYA?
 
  
  
 Peki kimdi bu Muazzez Akkaya? Şiir üstadına nefis dizeler yazdıran bu güzel kadın efsane miydi, yoksa gerçek mi?
 
  
   Muazzez Akkaya(Mona Rosa)
  
	
MUAZZEZ AKKAYA KENDİSİ İÇİN YAZILAN ŞİİRİ GÖRMEZDEN GELDİ
 Şiirin kıta başlarındaki harfler ve şiirin dizeleri aslında her şeyi anlatıyordu; ancak ne Sezai Karakoç konuştu bu aşkla ilgili bugüne kadar, ne de Muazzez Akkaya. Muazzez Akkaya, hem şairin kendisine olan tutkulu aşkından hem şiirin kendisine yazıldığından haberdardı. Ama görmezden ve duymazdan geldi nedense... Karakoç da kimseye bir şey söylemeden aşkını dizelere nakşetmekle yetindi, hiç evlenmedi! Muazzez Akkaya sevdiği başka biriyle evlenip mutlu bir yuva kurdu. Ve böyle geçti yıllar, tıpkı şiirin dizelerindeki gibi...
 Zaman ne de çabuk geçiyor Mona;
 Saat on ikidir, söndü lambalar.
 Uyu da turnalar gelsin rüyana,
 Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
 Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
  
	
BANKA REKLAMINDA ORTAYA ÇIKTI
 Yıllar sonra bugün(2012) 82(1930doğumlu) yaşındaki Muazzez Giray (Akkaya), bir banka reklamında ortaya çıktı. İstanbul Fenerbahçe'de yaşayan Muazzez Akkaya, Mona Rosa şiirinin kendisine yazıldığını bildiğini itiraf etti. Akkaya, Karakoç'un şiirinden birkaç arkadaşı dışında kimseye bahsetmemiş, onlara bu sırrı kimseye söylememeleri için iyice tembihte bulunmuş. Akkaya, birkaç yıl önce bir gazetede bu şiirin kendisine yazıldığının ortaya çıkması üzerine yine konuşmamayı yeğledi. Muazzez Akkaya (Giray), Garanti Bankası'nın reklamında oynadı.
  
	
MUAZZEZ AKKAYA: "GENÇLİKTE KALMIŞ BİR HATIRA"
 Muazzez Akkaya sessizliğini Habertürk'ten Abdullah Kılıç'a bozdu. Aslında bu konuda hiç konuşmak istemiyorum, ama madem aradınız; o reklam filminde benim oynadığımı fark ettiniz onun hatırına birkaç cümle konuşayım. Gençliğin verdiği heyecanla yaşanmış bir tutkuydu, benim için de gençlikte kalmış bir hatıra. Sezai Karakoç, büyük bir şair! Bu tutkusu devam ediyor mu bilmiyorum, benim için tarihe mal olmuş bir aşk, bir şiir ve hep böyle de kalacak. Ben okuldan sonra mutlu bir evlilik geçirdim. O döneme ait fotoğrafların çoğunu imha ettim, keşke saklasaydım diyorum bazen. Kendisiyle hiç görüşmedim, 15 yıl önce bir arkadaşım görüşmüş, onun aracılığıyla haber aldım. Kendisine, bana olan sevdasına, aşkına hep saygı duydum. Okul yıllarında da bana olan ilgisini fark etmiştim; bu şiiri yazdığını da biliyordum ama ben aynı yakınlığı duymamıştım. Belki bir yerde karşılaşırsak bir merhaba derim. Allah hepimize uzun ömür versin.
  
  
  
       
      	
 
  
                          
                      | 
                       |    
                 
              
         | 
          |